Sosyal Medyanın doğru ve hümanist kullanıldığında kariyer ve
yaşam başarımızı nasıl arttırabileceğinden bahsedeceğim…
Ülkemizde ve Dünyada hızla gelişen sosyal medya merakı, her geçen
gün bilinçli bilinçsiz kullanıcıyla artmaktadır. Anlık kullanımlar, yanlış
kullanımlar göstermelik kullanımlar, amacını bilmeden kullanımlar son günlerin
modası.
Ticari anlamda bakıldığında ise; Günümüzde firmalara web
sitesi zorunluluğu getirildi, Sağlık Bakanlığı dahi 2013-2017 strateji planında
sosyal medyaya ciddi bütçe ayırdı. Bu mecrada yepyeni bir planlama ve ekonomi
anlayışı doğdu. Birçok insan internet üzerinden hayatını geçindirmeye başladı.
E.ticaret siteleri kuruldu ve çok kısa sürede, bu sitelere milyon dolarlık
yatırımlar yapılmaya başlandı.
Yeni çalışma sahaları açıldı hatta üniversitelerde
fakülteler, bölümler, ve meslek yüksek okulları açıldı…
Peki nasıl sosyal medya bu kadar hızlı ilerledi?
İnsanların birbirinden etkilendiği bilimsel olarak
kanıtlanmıştır…
Sosyal Medyada, insanların bu
özelliğini internete taşıyarak başarıya ulaşmış bir oluşumdur.
Örneğin facebook’un kurucusu Mark
Zuckerberg insanların DNA’sını çok iyi gözlemliyor artı bunu fırsata çevirmeyi
de çok iyi biliyor. Mark Zuckerberg 1984 doğumlu ve bu büyük işleri
başardığında daha 22 yaşındaydı. Dünyanın en büyük sosyal ağını kurarak,
dünyanın en zengin genci oldu.
Konuyu raporla desteklemek gerekir
ise comscore’un son verilerine göre Türkiye Avrupanın 6. En büyük internet kullanıcısı
konumunda.(Avrupa kıtasında toplam 64 ülke var) Raporu incelemeye devam
ettiğimizde Türkiye’de bugün 32 milyon facebook kullanıcısı, 8 milyon civarında
twitter kullanıcısı var. Bu kişilere bu rakamlara ulaşabilmek ise sizin veya
işbirliği yaptığınız sosyal medya ajansınızın elinde…
İşte bu gücü doğru ve etkili biçimde kullanmak istiyorsanız mutlaka;
Obama örneğini bir okumamız
gerekiyor çünkü Obama 50’lili yaşlarda Mark Zuckerberg’ün ortağı Chris ise 22
yaşındaydı. ABD Başkanlık seçimleri için Obamaya sosyal medyayla ilgili
danışmanlık yapıyor, strateji geliştiriyordu… Yani koca adam, delikanlıya
itimat ediyordu.
Obama, 2008 seçim kampanyasında
sosyal medyayı şüphesiz en iyi kullanan başkan adayıydı. Sosyal medya ekibini
kurdu ve sosyal medya stratejilerini geliştirdi.
Ana kampanyayı gençler üzerinden
kurguladı… Bu gençlere nasıl ulaşacağını çok iyi biliyordu. Çünkü gençler
televizyon izlemiyor, gazete, dergi okumuyordu.
O zaman sosyal medya üzerinden
iletişime geçti…
Sosyal medyanın bilincinde olan
Obama, bu gücü kullanarak, örgütleyerek dünyadaki en büyük sosyal medya
başarısına imza attı. Ve kampanyanın sonunda ABD başkanı seçildi.
Peki Obama ne yapmıştı ve nasıl yapmıştı?
Sosyal Medyada gençlerin dikkatini
çekmeyi başardı, gençleri interaktif olarak seçim sürecinin içine kattı.
Gençlerde kendilerini, politikanın bir parçası olduklarını hissetti. Ve aktif
siyasetin içinde oldular ve de kendilerine söz hakkı verildi. Obama, diğer
sosyal ağları da çok etkin kullanıyordu. Gençleri mail, sms, broşür, reklam,
stand etkinlikleriyle de yalnız bırakmıyor ciddi bir network oluşturuyordu.
Obama’nın facebook sayfası
günümüzde 34 milyona ulaştı. Doğru çalışmalar yürüttü ve halka gerekli güveni
verdiği için halk da onu destekledi. Amerika da özellikle genç kesim, siyaset
ile yeterince ilgili değildir.Büyük bir kısmı oy kullanmaz. Oysa Obama,
rakiplerine oranla sosyal medyayı daha başarılı kullandı. Aslında Obama, bu
sureci birlikte yürüttüğü Chris ile iyi bir satış pazarlama tekniği
uygulamıştı.
Ayrıca ülkemizde de sosyal medyayı
en samimi kullanan Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün olduğu kesin.
Görüşlerini kendi yazıyor, ailesiyle ve protokolle olan fotoraflarınıda bizzat kendisi
paylaşıyor.
Artık günümüzde takipçiler sosyal
medyada samimiyeti yakalıyor. Kim baştan savma yazıyor, kim gerçekten samimi
fikrini paylaşıyor, kim reklam için kullanıyor, okuyucu bunu fark ediyor…
Sosyal Medya, ülkeler arası
“Düşünce Gümrüğünü” kaldırdı. Sınır yok.
Türkiye de yazıyorsun Çin’de Türkçe bilen cevap veriyor. Yani dünya
burada evrensel bir kent oldu.
Konuyu toparlamak gerekir ise;
facebook, twitter sayesinde halk kendisini daha güçlü hissediyor. Ve kısa
sürede örgütlenebiliyor.
Peki facebook, Twitter ve diğer sosyal mecralar daha çok hangi ülkeleri
sarsıcak?
Tabii ki halkına baskı yapan,
düşünce ve düşünceyi ifade etme özgürlüğünü sınırlayan ülkeleri sarsacaktır.
ABD, AB gibi demokrasinin yerleşik olduğu ülkelere bakın…
Bir facebook, twitter tartışması
daha basit daha yüzeysel geçiyor.
Benim düşüncem,
Sosyal medya; Ülkesinde Sendikaları, Sivil
toplum kuruluşlarını, Dernekleşmeyi, Mesleki Dayanışmayı, Gençleri ve
Üniversiteleri engelleyen ülkeleri sarsıcak.
Ayrıca sosyal medya 2023
içerisinde ahlaki dejenerasyon yapacağı ve bilinç altını şimdiden bozduğu için
psikolojik olarak da yorması aşikar.
Son olarak, en önemlisi sosyal
medyanın açtığı yaraları, oluşturacağı enkazları iyi takip etmek ve çözüm
üretmek gerekiyor. Netice, sosyal medya, kötü amaçlı bir oyuncak olmamalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder